12 Aralık 2012 Çarşamba

TIP!


 Suskunluğa anlamını; susan değil, suskunluğa maruz kalan verir...

-Konuş! Seni dinliyorum. Şu acınası görüntünün altında, o sığ düşüncelerinin arka sıralarında bir sır! Bana gözyaşlarının ardındaki bataklığı anlat. Bir cevap, yüreğimdeki ateşi söndürmeyecek olsa da iç kanamamı durduracak bir cevap... Sonra gideceğim, söz veriyorum.

Evet, söz veriyorum, iki kelimelik:
Seni seviyorum.
İçimde...

n...

-Neden? Ne bekliyorsun ki? Bütün acılarımı şu bir kaç dakika içine sığdırmamı mı? Zamana mekan muamelesi yapmamı mı bekliyorsun benden? Acıyan gözlerin yerle bir olan benliğimin üzerinde!.. Ne bekliyorsun ki?

Söyleyemem, git!..
Günahkârım, ölmeden azap olma!
Acı bir sırrın tutsağıyım, esaretim çok!
Şu kavrulayan yaraya bir de sen kezzap olma!
Ne kadar istesem de cesaretim yok!..
Söyleyemem, git!..

-Gelecek hakkında tahmin yürütmek yerine, neden oluruna bırakamadığını hıçkırmadan anlat istiyorum sadece. Bu riski alamam diyerek vazgeçiyorsun; her kararın ardında bir risk olduğunu ve vazgeçmenin de bir karar olduğunu bile bile ve bilmeden pişmanlığın dehlizlerini...

Gidemem! Yaktım tüm gemileri
Bütün hislerimi kılıçtan geçir.
Can çekiştirme bana eylül geceleri
O zehir gözyaşlarından bir yudum içir.

-Öff! Sıkılıyorum şöyle lafı uzatmandan! Bu kumarı oynayamam.Hem ileride daha fazla üzüleceğiz ''biliyorum''. Anlamak bu kadar mı zor?

(Bilmiyorsun.Benim ne kadar üzülebileceğim hakkında herhangi bir fikrin yok. Sanıyorsun sadece, bilmiyorsun. Küçük bir çocuk sarkar dipsiz bir kuyuya ve düşer. Ne kadar çok düşecek nereden bileceksin? Bilmiyorsun, sanıyorsun sadece. Kendi çekeceğin acıya tercih, çektirdiğin bu acı...)

-Yine gözlerin duvarda, beni dinlemiyorsun bile.Boğuyor beni bu sürekli düşünceli halin. Sıkılıyorum şöyle düşünceleri uzatmandan... Yüzüme bak! Bu kadar efendi olmak zorunda değilsin... Neden kaçırıyorsun gözlerini benden?

Firar ediyorum gözlerinden.
İçleri ne yalan, ne günah, ne ışıksız
Hiç bilemeyeceksin...
Seninle daha ne çok oturacağız karşılıksız!
Hiç bilemeyeceksin...
Sana daha ne şiirler yazacağım başlıksız!
Hiç bilemeyeceksin...
Umursamadığımı düşün diye telaşsız;
Yüreğim sürünse de ben yürüyerek
Tüm firarların ruhuna aykırı bir ahestelikle
Ve ne yazık ki müsadenle,
Firar ediyorum gözlerinden.

-Afedersin, tabi ki dinliyorum. Ama biliyorsun hep düşünceliyim. Olanlara anlam vermek, gökyüzüne tırmanmak kadar güç. Yüzüme baktığında göremediğin 'hiçliğini' sana hangi aynada gösterebilirim?

-Böyle uzattıkça boğuluyorum. Sıkıyorsun beni, sıkılıyorum iyice senden. Susmayı da, konuşmayı da, düşünmeyi de, sevmeyi de uzatıyorsun. Susarak konuşmayı uzatıyorsun sonra ve düşünerek sevmeyi!.. En çok da susarak sevmeyi uzatıyorsun... Bitti artık anlamıyor musun? Bitti, yeter, sus...

Tıp!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder